Gençlik ve Etik
İnsanlık henüz birbirini tanıyalı çok olmadı. Milletlerin birbirini tanıması bu son yüzyılda iletişim ve ulaşım araçlarının hızlanması ile daha da derinleşti. Artık yavaş yavaş bir ortak akıldan ve değerlerden bahsetmeye başladık. Artık büyük bir köyde yaşıyoruz.
Almanyada öğretmen olduktan sonra her öğretmen okullarda çok kültürlü ve çok milletli bir ortamda kendisini bulur. Alman, Arap, Türk, Çinli, Bulgar, Roman vb. milletlerden çocuklar talebeniz olur. Ama sıcak ve içten bakışlar hep aynıdır.
Birçok milletten çocuklarla uğraşmanın zorlukları yanında, güzel tarafları da vardır.Onları yakından tanımak, ortak taraflarını görmek,farklılıklarını öğrenmek inanın çok zevklidir.Tabi beni daha çok ilgilendiren tarafı, ortak yanlarıdır.Tespit ettiğim kadarı ile birbirlerinden beklentileri, belki de biz büyüklerinde beklentilerine benzeşmektedir. Bunlar: Yalan söylememeleri, doğruyu söylemeleri, haksızlık etmemeleri, adaletli olmaları, eşit davranmaları, verilen emaneti geri vermeleri gibi genel ahlaki prensiplerdir. Bunlar genel, dünyanın her yerinde geçerli olan prensiplerdir ve insanlığın aslında ortak ahlakını oluştururlar.
Bu prensiplere bütün milletler uysa, sanıyorum yeryüzünde problem kalmaz. Almanlarla da olan ilişkilerimiz düzelir ve kendi toplumumuzu iyi bir şekilde temsil etmiş oluruz.Bu prensipleri ne kadar hayata geçirirsek, inanın hem alman hem de dünya toplumunda da o kadar saygın bir yer alacağîmız düşünülebiliriz.Bu konuda yarışmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz.
Gelelim bugünkü yazımızın konusu olan gençlere, doğduğu günden yetişkin olmasına kadar ciddi bir eğitimden geçmeyen gençlerden ne bekleyebiliriz.Futbol,, para,aşk,tüketim,cinsellik ve yeme içme ,rüya konularından başka birşeyden konuşmayan bir gençlik, tabiki hedefsiz olacak ve yanlış iş ve yollara sapacaktır.
Eğitim aslında dünyada iki yöntem ile yapılır. Özendirme ve korkutma yöntemi şeklinde özetleyebiliriz. Bu yöntem, şahsen ben alman toplumunda biraz da acımasız olmalarına karşı, uygulandığını tespit ediyorum. Belirli bir yaşa gelmiş alman gençleri evlerini terkedeceklerini, kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiğini biliyorlar. Bunun yanında iyi bir eğitim aldıklarında da, sistemlerinin kendilerini rahat ve güzel bir işle ödüllendireceğini biliyorlar.Bu uzun süreli ve sabır gerektiren yöntem, onların hayat karşısında sorumlu olmalarını gerektiriyor. Peki birazda bizim gençlerin durumuna bakalım.
En son gençler üzerine konuştuğum arkadaşım şunu dedi: `Loto vurmuş ya da vuracak gibi yaşıyorlar. Gelecek kaygıları ve endişeleri yok`. Hatta alman iş verenlerinin de bu görüşte olduğunu söylediğinde, gerçekten tespitin doğru olduğunu düşündüm. İşte bu aymazlık gençlerimizi derin inceleme, araştırma, dünyayı bilme ve kendini eğitme ve geliştirme uğraşı ve çabalamasından maalesef alıkoyuyor.Evet anne ve babalar sözüm size, çocuklara biraz da kaygı ve endişe aşılayın lütfen.Onları içimde bulunduğu insanlığa faydalı ve ahlaklı insanlar olarak yetiştirin!
Aslında sözüm herkese: Ne iş yaparsanız yapın, ahlaki genel prensiplere uyun, ancak böylece saygı gören bir toplum oluruz. Yoksa, eski tas eski hamam.