Sorunlar ve Türk diasporası
Farklı dünya görüşlerine sahip insanlarla ayrı, ayrı konuşulduğunda yıllardır Avrupa`da kangren olmuş sorunlara yaklaşımlarının aynı olduğu görülür.`Haydi, sorunlarımızın çözümü konusunda el, ele verelim!` denildiğinde ise her nedense bir araya gelmemek için, `Bin dereden su getirilir!`
Tesadüfen elime geçen 1982 yılına ait bir gazete küpürü ve sonrasında Şefik Kantar`ın son kitabı `Yad Eller Aldı Bizi` bir göçün belgeseli niteliğindeki kitabını okuduktan sonra, yarım asırı aşan göç tarihimiz film şeridi gibi gözümün önünden geçiverdi.
1981 yılından beri Hürriyet gazetesini düzenli olarak okurum. Günlük gazeteleri uzun bir süre de saklamıştım. Beklenmedik bir su baskını sonrası yıllarca biriktirdiğim gazeteler hamurlaşmış ve ardından imha etmek zorunda kalmıştım.Kesilip saklanan gazete sayfasında 11 Eylül 1982 tarihli Hürriyet gazetesinde eğitim konulu bir araştırmamın yayınlandığını gördüm. Hürriyet yeni ders yılı nedeniyle sorunları ortaya koyuyor, `EĞİTİM`de ne yapmalı manjetiyle verilen haberde sorunların yanı sıra çözüm önerileri de ele alınmış.
STK`LAR KENDİLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİ
Yapılan araştırmada eğitim, özellikle anadil konusunda yaşananları bugün de konuşuyor olmamız her şeyi özetliyor aslında.`Türkçe kültür dersleri öğleden önceye alınmalı` ara başlığındaki önerinin farklı şekillerde hala yıpılıyor olması yetkililerin ve velilerin ilgisizliğini göstermesi bakımından ilginç. En azından benzer sorunlar üzerinde fikir birliği oluşturulabilse, birlik sağlanabilmiş olsa 37 sene sonra aynı şeyleri konuşuyor olurmuyduk?
Anadil Türkçeye dönük ilgisizlik nasıl çözülür bilemem! Yıllardır her siyasi kurum, kendi arka bahçesini oluştururken insanlarımızı da ayrıştırdığını görememiş! Nerede durduklarına bakılmaksızın, STK`ların kendilerini ve işlevlerini gözden geçirmeleri gerekiyor.
Anadil Türkçe konusunda emek sarf eden eğitimci ve derneklerin yanı sıra, Türk diasporası için özel çalışmaların olduğu siyasetçiler tarafından sık, sık dile getirilmekte. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı`nın (YTB) bu konuda yaptığı çalışmaların bir kısmı da bilinmekte. YTB`nin Türkçe`nin yaşatılması konusunda önemli çalışmalar yaptığı dile getirilip, Türk diasporasının yaygınlaştırılabilmesi için Türkiye dışında kurulmuş olan sivil toplum kuruluşları birer paydaş olarak kabul edilmekte.
2010 yılında kurulan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı`nın eğitim, gençlik alanında Türk diasporasının geliştirilmesi ve siyasi katılıma dönük projeler için 2011 yılından bu yana 40 milyon Lira harcama yapması geleceğe dönük önemli bir yatırım.
Yıllardır Avrupa`da yaşayan milyonlarca Avrupalı Türk, özellikle onları temsil ettiklerini iddia eden STK`lar sorumluluk almadan son günlerde sık duyar olduğumuz Türk diasporası için YTB`nin Ankara`dan yaptığı çalışmalar yeterli gelir mi dersiniz?