Tarık Akan: Yeşilçam`ın en yakışıklısına sevgi seliyle veda
Akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede 16 eylül cuma günü yaşama veda eden sanatçı Tarık Akan için bugün (pazar) Mushsin Ertuğrul Sahnesi'nde bir tören düzenlendi.
Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP milletvekili Mahmut Tanal, sanatçılar Cüneyt Arkın, Aytaç Arman, Melike Demirağ, Suavi, Rutkay Aziz, İlyas Salman ve Leman Sam, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ile çeşitli sendikaların üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Üregül: Babam kaybetmedik, kazandık
Tarık Akan'ın cenazesinin getirilmediği, sunuculuğunu Orhan Aydın'ın üstlendiği törende, sanatçının çocukları Barış Zeki, Yaşar Özgür ve Özlem Üregül taziyeleri kabul etti. Yer yer izdiham yaşanan törende Nebil Özgentürk'ün Tarık Akan için hazırladığı bir belgesel gösterildi. Ardından kızı Özlem Üregül bir konuşma yaptı.
Üregül, "Biz üç kardeşiz Babam bize eşitliğin aile içinde başladığını öğretti. Babamı kaybetmedik kazandık, Türkiye Tarık Akan'ı kazandı. Hayattaki duruşuyla bize yol gösteren babam bayrağı bize devretti. O, Türkiye'nin her yöresini çok iyi bilirdi. Erzurum ve Kars illeri olmak üzere, Anadolu'nun, Türkiye'nin birçok şehrinde film ve belgeseller çekti. Türkiye insanının gerçek dert ve sevinçlerini filmlerine aktardı. Hepimizin sözcüsü olmaktı amacı. Babam yaptığı her işte, attığı her adımda Türkiye'nin daha iyi bir geleceği olması için uğraştı. Bize daha iyi bir Türkiye nasıl olur, onu gösterdi. Bunları yaparken sevenlerinin, sizlerin sevgisini her zaman yanında, gücünü ise arkasında hissettiğini bilmenizi isterim. Biz, hepimiz, babamı kaybetmedik. Kazandık. Türkiye Tarık Akan'ı kazandı. Düşünceleri, yaptıkları ve eserleriyle her zaman bize yol gösteren, o kocaman yüreğiyle önce insan olmayı gösteren, daha sonra hayattaki duruşuyla bize yol gösteren babam, şimdi bu bayrağı bize devretti. Birdi 3 oldu. Hatta milyonlar oldu. Bu bayrak çoğalarak devam edecek. Benim güzel babam, sevgiyle, sonsuzluğa. Seni çok seviyoruz" sözleriyle salondakilere duygulu anlar yaşattı.
Ardından Tarık Akan'ın kurucusu olduğu Taş Mektep Okulu müdürü bir konuşma yaptıktan sonra şair-yazar Ataol Behramoğlu Tarık Akan'ın bir cumhuriyet aydını olduğuna vurgu yaptı.
Behramoğlu Akan için "Cumhuriyet aydınını ben önce babamda ve onun arkadaşlarında tanıdım. Kişisel, fiziksel farklılıkları ne olursa olsun, hepsinin en tartışılmaz özelliğinin, yurtseverlik ve Atatürk hayranlığı olduğunu gördüm." ifadelerini kullandı.
Tarık Akan'ın kişiliğinden söz eden Behramoğlu, "Tarık Akan'ın sözlerinde, duruşunda, davranışlarında, aşırılıktan uzak gülüşünde ve şakalarında, araştıran bakışları ve karşısındakinde saygınlık uyandıran, yumuşak, bilge ağırbaşlılığında, ülkemiz için duyduğu içten sevgi ve kaygıda, ben her zaman sözünü ettiğim, cumhuriyet aydınının ortak özelliklerini gördüm. Kurtuluş Savaşı yıllarının bir aydını olsa, kuşkum yok ki bir komutan, bir kahraman olarak seçkinleşecekti. Tevfik Fikret'in tanımladığı 'Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir aydın' ve insan olmanın, günümüzde ender rastlanır bir örneğiydi." değerlendirmesinde bulundu.
Akan'ın alçakgönüllü ve gösterişten uzak olduğunun altını çizen Behramoğlu, "İlk filmlerdeki hanım evladı jönden çok, Hababam Sınıfı'nın, şakacı, bıçkın delikanlısına çok daha yakındı." dedi.
3 şeye toz kondurmazdı: Mustafa Kemal, Nazım Hikmet, İlhan Selçuk
Tarık Akan'ın yakın arkadaşlarından Zeki İrfanoğlu; nam-ı diğer Kozalak Zeki canımın yarısını kaybettim diyerek gözyaşları içinde bir konuşma yaptı. Nazım Hikmet Vakfı Başkanı sanatçı Rutkay Aziz ise yakın dostunun Atatürk sevdasından söz etti.
"Tarık Türkiye'nin Tarık Akan'ı ama benim, bizim Bakırköylü, devrimci, canım ciğerim, canımın içi arkadaşımdı yani. Onun veda edişiyle bizden de bir parça bugün Zuhurat Baba'ya gidiyor." diye konuştu.
Tarık Akan'ın hayatındaki bazı kişilerin önemine değinen Rutkay Aziz, "Üç şeye toz kondurmazdı. Bir, Mustafa Kemal. İki, Nazım Hikmet. Üç, İlhan ağabeyimiz. İlhan Selçuk ağabeyimiz. Sonra sinemaya geçince tabii ki Yılmaz Güney ve ona önemli katkılar sağlayan genç yaşta yitirdiğimiz tiyatro adamı olan Vasıf Öngören. Onun sevdalısıydı." ifadelerini kullandı
Fazıl Say'dan Genco Erkal'a sanatçı dostları sahnedeydi
Konuşmalardan sonra sahne alan Taş Mektep Çocuk Korosu Akan anısına piyano eşliğinde bir şarkı seslendirdi. Ve Fazıl Say sahne alarak Nazım Hikmet orotoryosunu çaldı, ardından Nazım Hikmet Korosu Say'ın piyanosu eşliğinde bir şarkı seslendirdi. Usta sanatçı Genco Erkal ise Fazıl Say eşliğinde muhteşem yorumuyla Nazım Hikmet'in Yaşamaya Dair isimli şiirini seslendirdi.
Zülfü Livaneli, Melike Demirağ, Cahit Berkay, Suavi gibi sanatçıların da katılımıyla NH Korosu, "Yiğidim Aslanım" şarkısını seslendirdi.
Cenaze katılım yoğunluğundan Teşvikiye'ye zor ulaştı
Tören sonrası cenaze Teşvikiye'ye adeta sevgi seli içinde getirildi. Onbinlerce vatandaş Harbiye ve Nişantaşı'nda yollarına aktı.
İkindi namazını müteakip kılınan cenaze namazına, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP milletvekilleri Gürsel Tekin ve Muharrem İnce, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve ünlü sanatçılar da katıldı.
Törene katılanların caminin avlusuna sığmadığı görüldü
Sanatçı Ediz Hun, Tarık Akan'ın vefatından duyduğu üzüntüsünü dile getirerek, "Gördüğünüz gibi, halkımızı oluşturan bu güzel insanlar, burada hepimiz onu kucaklıyoruz. Allah'tan rahmet diliyoruz. Çok üzücü. Çok genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrılmış olması, sinema için büyük bir kayıptır. O, sinemada parlayan bir yıldızdı hakikaten. Ama işte takdir-i ilahi bu kadar. Çok üzgünüm." dedi.
"O yüzden de insanları yargılamayacaksın"
Hababam Sınıfı'nda "Bacaksız" rolünü oynayan Tuncay Akça ise değerli bir abisini kaybettiğini dile getirdi. Akça, Tarık Akan ile dört filmde oynadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bir gençlik, bir aile filmi, 'Hababam Sınıfı' ve bir de 'Yol' filminde oynadık birlikte. Benim ve sinema için çok değerli bir insandı ama bazı insanlar için değerli değilmiş ki o insanlar internette değişik yazılar yazıyor. Bir insanın düşüncesine bakmayacaksın. O Allah ile kul arasındadır. İnancına da bakmayacaksın. O yüzden de insanları yargılamayacaksın."
Caminin bulunduğu Teşvikiye Caddesi tören dolayısıyla trafiğe kapatılırken, vatandaşlar caddeye çıkan ara sokakları doldurdu.
Türkan Şoray, Fatma Girik, Kadir İnanır, Süleyman Turan, Zafer Algöz, Nuri Alço, Sibel Turnagöl ve Hülya Avşar da törene katılanlar arasında yer aldı. Sanatçının cenazesi alkışlar eşliğinde camiden omuzlara alınarak, son törenin yapılacağı Bakırköy'e gitmek üzere cenaze arabasına konuldu.
Tarık Akan, Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda yapılan anma töreninin ardından Zuhuratbaba Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Kısaca Tarık Akan
Asıl adı Tahsin Tarık Üregil olan Akan, 13 Aralık 1949'da İstanbul'da dünyaya geldi. Subay olan babası Yaşar Üregil'in görevi dolayısıyla Erzurum Dumlupınar İlkokulu'nda başladığı ilkokulu Kayseri'de tamamlayan Akan, babasının emekliliğinden sonra ailesiyle Bakırköy'de yaşamaya başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Yüksek Mühendisliği Bölümü'nde eğitim gören Akan, ardından Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi ve bu bölümden mezun oldu.
1970'te Ses Dergisi yarışmasını kazandı
Tarık Akan, sinemaya adım atmadan önce Bakırköy plajlarında cankurtaranlık ve işportacılık yaptı. 1970'te Ses dergisinin açtığı "Sinema Artist Yarışması"nı kazanarak 1971'de ilk filmi olan "Solan Bir Yaprak Gibi"yle kamera karşısına geçti ve Tarık Akan adını aldı. Sanatçı, 1979'da zorunlu askerlik görevini yedek subay olarak Denizli'de tamamladı. Akan, 1970-1975'te 12 filmde rol alarak "Yeşilçam’ın en parlak günleri"nde oyunculuğa başladı.
Ertem Eğilmez'in yönettiği Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden uyarlanan "Hababam Sınıfı" filminde "Damat Ferit" karakterini canlandıran Akan, "Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi filmleri"nden biri olarak gösterilen serinin ikincisinde de rol aldı. Akan, Türk sinemasının önde gelen oyuncularından Gülşen Bubikoğlu ile 1975'te rol aldığı "Ah Nerede" adlı romantik-komedi filmi ile büyük başarı yakaladı.
Ah Nerede'den Sürü'ye- Karartma Geceleri'ne
Salon filmlerinde rol almayı reddeden ve sosyo-politik konulu filmlere yönelen sanatçı, Yeşilçam ambargosuna maruz kalır, zorlu dönemlerde kendi imkanlarıyla filmlerini çeker.
Sanatçı, 1977'de Zeki Ökten'in yönetmenliğini üstlendiği, başrollerini Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile paylaştığı "Sürü", 1978'de Cüneyt Arkın'la "Maden" filminde rol aldı. Akan, 1982'de Şerif Gören'in yönettiği, Yılmaz Güney'in senaryosunu yazdığı "Yol" filmi ile büyük başarı elde ederek, dünyaya adını duyurdu. Film, 1982'de Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü alırken, Akan da "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde aday oldu. Akan'ın 1990'da başrolünü oynadığı "Karartma Geceleri", Yeşilçam'ın klasikleri arasında yer aldı.
2,5 ay hücre hapsi cezası aldı
Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981'in başlarında, Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye'ye dönüşünde tutuklandı ve 12 yıl hapis istemiyle yargılanarak, 2,5 ay hücre hapsi cezası aldı.
Sanatçının Barış Zeki Üregül, Yaşar Özgür Üregül ve Özlem Üregül isimli üç çocuğu bulunuyor. Oyuncunun ilk çocuğu olan Barış Zeki Eregül 2009'da Tarık Akan'ın da oynadığı "Deli Deli Olma"da babasının gençliğini oynayarak oyunculuk hayatına başladı.
Tarık Akan, 2002'de hapishane günlerini ve darbe sürecini "Anne Kafamda Bit Var"isimli kitabında anlattı.
Taş Mektep'ten- Nazım Hikmet Vakfı'na
Yazarlık deneyiminin yanında, 1991'de kendisinin de okuduğu Taş Mektep İlkokulu'nu yap-işlet-devret sistemi ile alarak Özel Taş Koleji'ni kurdu.
Bir dönem Nesin Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürüten Tarık Akan, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın kuruluşunda yer aldı, yönetim kurulu üyeliği yaptı. Çektiği belgesellerin gelirini Nazım Hikmet Vakfı'na aktardı.
Tarık Akan, 111 sinema filmi ve 4 televizyon dizisinde rol aldı. Sanatçının kazandığı ödüller şöyle; 1973 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Suçlu" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1978 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Maden" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1980 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Adak ve Sürü" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1984 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Pehlivan" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1985 Berlin Uluslararası Film Festivali "Gümüş Ayı" kategorisinde "Pehlivan" filmiyle mansiyon, 1989 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Üçüncü Göz" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1990 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Karatma Geceleri" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1992 Adana Altın Koza Film Festivali'nde "Karartma Geceleri" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 1996 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü", 2003 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Gülüm" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu", 2006 Sinema Yazarları Derneği "Onur Ödülü", 2007 Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği "Sinema Emek Ödülü."
Muhabirce/ AA- İstanbul