Günahın Çocukları
ne zaman namazdan kaldırsam başımı
bir ahit görürüm
kandan yeminleri içilmiş…
ne vakit seni ansam
sevda kanatlı gemilerim kalkar gözlerinden…
pulları dökülmüş balık
göğsü yırtık martı olur
bekleyişlerim
batıklarında…
şimdi
bir tren vagonunda
yaşıyor uzak
bekleyişin öbürgününe koşulmuş…
dalganın köpüğünde
yaşıyor med-cezir
ayak izlerini silen…
yağmurun eşiğinden geçerken üşümüş
bir kıymıkta yaşıyor ten…
kum kemirirken çöl tilkileri
başlangıçtaki masumluğa yürür rüzgar
içinden deliren boranlar
yekinir…
cemre yüreğe düştüğü an
teninde gerinir ateş
sevdanın
sürgün verirken yanmış
dalına dönüşür gövden…
böyle gecelerde
avuç çizgilerinden bilirim
ateşin külünde birikmişe
amansız yolculuğumu…
+++++++
Uslanmaz Çocuk
ne çok şey varmış hayatımda olmaması gereken…
çocukluğumun kurşuna dizilmiş haziranları…
kuşların ölümlerden kaldıramadığı
rüzgar leşleri mesela
aklımın uçurumunda
kanatsız…
giyotin sızıları kanayan gülüşlerinde…
nemine ellerimi uzatsam
küflerine değdiğim düşlerim…
bakıyorum da
afetlerime gömmüşüm
tüm taşınmazlarını sevdanın;
bir çocuk kalmış geriye
uslanmadan büyüyen…
Josef Kılçıksız