Haberler

Azmiye uzuunca bir mektup!

Azmi, Bugün gazetelerde Türkiyeden bir haber okudum, İçim acıdı.

Türkiyede denizcilik işletmeleri kan ağlıyormuş.

Deniz taşımacılığı, çok zor durumdaymış.

Miktarlar artık mektup satırlarını aşıyor.

Her birinin zararı bilmem kaç milyon dolarmış.

Türkiyenin üç tarafı deniz.

Azmi?

İstanbul dışında denizden direk, geliştirilmiş şekilde halka hizmet taşımacılığı varmı?

Haa bir tasımacılık aklıma geldi.

Eskiden İzmirden İstanbula yolcu gemileri kalkar, Sarayburnuna gelirdi. Sonra onu da kaldırdılar.

Türkiye İtalya?

O da kalmadı.

Yük taşımacılığından halkın haberi zaten olmadı.

Niye?

Türkiyede neredeyse her kurumun bir bakanlığı varken,

Nedense doğudan batıya uzanan tek yarımada olan Türkiye’nin, doğrudan bir Denizcilik bakanlığı olmadı.

Azmi sana iki şey anlatacağım.

Biri Tuna nehri.

Hani bizim Türkülerimizde var ya (Tuuna neeehri aakmam diiiyor Etraaafımııı yııkmam diiyor.)

İşte bu Tuna nehrinden Sizin batılılar dediğiniz ülkeler, öyle bir taşımacık yapıyorlar ki.

Ren Nehriyle Hollanda dan başla Almanyayı kat,Tunayla İsviçreyi ekle, işte geçtiği ülkeleri de say,

Karadenize kadar,yaklaşık sana topu topu üçbin beşyüz km’ lik bir yol çıkar.

Bununla adamlar senin üç tarafının denizine yetecek taşımacılık yapıyor.

Türkiye işletmecileri de bağırıyor taşıyamıyoruz, zarar ediyoruz diye.

Azmi sana artı bir fikir aktarayım mı?

Hani şu İpek yolu projesi var ya, batıdan başlayıp Hindistana kadar kesintisiz ulaşım proje.

Biliyorsun o yol Türkiye topraklarından geçer. TEM de galiba onun bir parçasıydı.

Sana şunu söyleyeyim. Bence o Proje Türkiye için yattı.

Sizin batınızda kalan ülkeler, demir yoluyla o hattı Türkiye ye uğratmadan Romanya üzerinden,

Karadenizin kuzeyini dolaşarak Rusya’dan, uzunda olsa stepleri aşarak Hindistan’a ulaşacaklar.

Yani insanlara aşılanmış dünya dili ile! Türkiye bay pas.

(Kimse duymasın, Türkiye ye demiryolu komünist işi diye aşıladılar.)

Aslında daha anlatacaklarım var da mektup uzun olmasın.

Bu mektup nereden aklıma geldi onu söyleyeyim.

Bir dostum tanıdığının yaşadığı bir olayı anlattı.

Adam eşine fazlaca düşkünmüş.Eşi rahatsız her gün hasta.

Adam eşini rahatlatmak için hergün bal, tereyağı yedirmeye başlamış.

Kadın dahada kötüleşmiş. Mecbur kalmış, üst bilene götürmüş.

Teşhis, kadın şeker hastası.

Yani Azmi demem o ki, acaba Türkiyeye yanlış ilaç mı veriliyor.

Yunus Işıkoğlu/Tüm dünya

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu