Devrim Ve Aşk
çok ağır geliyor her şeyin gelip geçici olduğunu bilmek
ağır gelse ne değişecek ki
her zamanki gibi
bir yakınım ölecek gecenin amansız karanlığına bıraktığım
bir yakınım
ve değişmeyecek orkestraları sokak şarkılarının
bir tek sen anlarsın
neyden korktuğumu
yağmurun incinmiş sesinde
toprağın ıslak kokusunu
en iyi sen anlarsın…
devrimci bir durum yaklaştığında hep böyle olur ya
bir deprem öncesi uğultusu yükselir derinden
müphem
kimileri dağlara kaçar
yükseklere
sen bir yere gitme
ama mutlaka gidilmesi gereken soğuk mevsimlerde
yürek yurduma sığınacak
sıcak bir yuvan olsun
yüce bir amacın olsun hürriyet kavgasında
bir de hayata can borcun…
sen içimden geçerken
zeytin dallarına tünemiş
bir sırça kuş kanat çırpar
ve karadeniz hırçınlığında
limanlarıma saldıran dalgalar…
sen yoksan umrumda mı sanki
bir ay sönmüş
bir başka denizin sularında
başka bir kıyıya yıldızlarım dökülmüş
umrumda mı sanki
sen olmadan
aşkın sofrasına oturmayan
rastgele bulduğu sevda ekmeğini
üç kez öpüp başına koyan adamın
pusuya yatmış suları bıraktığın gibi…
gerisini boşver şimdi
yaklaş bir şey söyleyeceğim kulağına
içindeki çocuğun oyuncaklarını sakın kırma
unutma
devrim ve aşkın dışındaki her şey
bir yanılsamadır sevgili
sadece bir yanılsama…
Josef Kılçıksız