
DUISBURG- 30 Haziran’ da CHP kurultayı ile ilgili mahkeme kararına günler kala bir önceki CılıçBaşkanı Kılıçdaroğlu’nun tutumu ve açıklamalarına CHP tabanından, Alevi toplumundan ve sosyal medyada farklı sosyal sınıflardan büyük tepki var.
Anımsayacak olursak Kemal Kılıçdaroğlu “Kayyum geleceğine ben geleyim. Benim CHP’ye ne zararım olabilir ki? Yargının kararlarını bekleyelim” demişti. Aynı Kılıçdaroğlu 19 Eylül 2024 tarihinde “Yargının bağımsız olmadığını, büyük bir kısmının talimatla ve parayla iş yaptığını hepimiz biliyoruz.” açıklaması yapmıştı.
Sosyal medyada Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkanlık koltuğuna oturmak istemesi
kamuoyu araştırmalarında önde giden,haftada iki gün İstanbul ve Anadolu’da mitingler düzenleyen halkın umudu olan CHP’ye büyük zarar vereceğini düşünen bazı vatandaşlar sosyal medya hesaplarından Kılıçdaroğlu’ na yönelik olarak şu mesajları yorumları paylaştılar:
“Sana olan saygımız nefrete dönüştü, yazıklar olsun, CHP ye verdiğin zarar AKP’ den fazla,düş yakamızdan”
“Bu koltuk sevdası çok kötü bir şey istenmediğini biliyor Kemal Kılçdaroğlu ama yinede gelecem diyor”
“Erdoğan’dan sonra en iyi AKP’li sensin!”
“ Ekrem İmamoğlu ve onca seçilmiş Belediye Başkanını siyasi kararlarla hapise atan aynı yargı ile yeniden koltuğa oturmayı beklemek nasıl bir şey?
CHP Eski Genel Başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın’dan da bir ortak açıklama yapıldı “Önceki Genel Başkanımızın yargı tasarımı ile partimizi düzenleme sonucu doğuracak tüm olasılıkları reddeden ve Özel’in yanında dimdik duran bir tutum alması gerekir.” İfadeleri kullanıldı.
Aralarında Alevi kanaat önderleri, dedeler, gazeteciler, yazarlar ve aydınların da bulunduğu bir grup da, tarihi bir toplumsal çağrıda bulunarak şu açıklamayı kamuoyuyla paylaştı;
KILIÇDAROĞLU’NA VE TOPLUMSAL MUHALEFETE AÇIK ÇAĞRI
“Bizler, taşıdığımız unvanlar ve mensubu olduğumuz kurumlardan bağımsız olarak, kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmayı tarihsel bir sorumluluk olarak görüyoruz:
23 yıllık AKP iktidarı, toplumsal desteğinin azaldığı, ekonomik krizin derinleştiği, gelir dağılımında adaletin tümüyle ortadan kalktığı, yargının siyasallaşarak bir cezalandırma aracına dönüştüğü bir ortamda yargı üzerinden CHP’yi dizayn etmeye, parçalamaya ve yükselen toplumsal muhalefeti sönümlendirmeye çalışıyor.
Çünkü iktidar bloku, İmamoğlu’nu ve İBB’yi hedef alarak 19 Mart’ta başlattığı siyasi operasyonun ciddi bir toplumsal muhalefet duvarına çarptığını görerek ve kendi siyasi ömrünü uzatmak için CHP’yi ötekileştirmeyi, parçalamayı stratejik bir hedef haline getirdi. İktidar bu yaklaşımına uygun olarak CHP’de yönetim değişikliğinin yaşandığı 38. Kurultaya ilişkin tartışmaları fırsata çevirerek, 30 Haziran’da görülecek davada kurultayı yok sayacak mutlak butlan ya da kayyım şeklinde bir mahkeme kararı çıkartmayı planlıyor.
Olası bir mutlak butlan ya da kayyım tartışmalarının merkezine de CHP’nin 7. Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu oturtulmuş durumdadır.
İktidar dahil, CHP içinde ve dışında çeşitli çevrelerin de bu durumu fırsata çevirerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğini de tartışmalara dahil ettiğini görüyoruz. Bu kötü niyetli hamleler Aleviler üzerinden hem CHP’de, hem de geniş demokratik ve cumhuriyetçi muhalefet blokunda bir parçalanma ve kutuplaşma yaratmayı da hedefliyor.
Aşağıda imzası bulunan bizler, Sayın Kılıçdaroğlu’nu tarihsel sorumluluğunu yerine getirerek her açıdan bu oyunu bozmaya, hangi gerekçeler ile olursa olsun, iktidarın amaçlarına hizmet edecek her tutum ve davranıştan sakınmaya davet ediyoruz.
Sayın Kılıçdaroğlu’na yakışan bu siyasi hamle karşısında 30 Haziran’da görülecek mahkeme öncesi mevcut parti yönetimi ve demokratik muhalefet kesimleriyle işbirliği yaparak, AKP’nin siyasallaşan yargısının ne CHP’yi ne de muhalefet blokunu dizayn etmesine gücünün yetmeyeceğini açıklamasıdır!Çünkü aslolan kişisel ikballer üzerinden tartışmayı içeriye çekerek derinleştirmek değil, siyasallaşan iktidar yargısı karşısında “Hak Hukuk Adalet” mücadelesini yükselterek, cumhuriyeti gerçek anlamda laiklikle ve demokrasiyle taçlandırmak amacıyla bütün toplumsal muhalefeti bir araya getirerek bu düzeni değiştirmektir!”
Saygılarımızla- 28 Haziran 2025
Açıklamaya ilk etapta şu isimler imza verdi;
Turgut Öker, Haydar Aygören, Güler Aygören, Ali Balkız, Necdet Saraç, Seydi Koparan, Erdoğan Biçici, Ali Kocakahya, Ali Yıldırım, Selahattin Göktürk, Cemal Bozoglu, Cengiz Orhan, Ismail Kaplan, Dr.Hüseyin Akpınar, Nilgün Mete Muslu, Barış Atay, Türel Meriç, Dr.irfan Açıkgöz, Volkan Bars, Özer Çalık, Seval Ünlü, Ayfer Orhan, Serdal Çınar, Ali Bozkurt, Bülent Ant, Cem Bitnel, Nurşen Polat Yılmaz, Serdal ime, Servet Maden, Medet Doğan, Hazır Demir, Veysel Akpınar, Cihan Özkaya, Özlem Mirwald, Atilla Ceylan, Elif Mike, Alper Doğa, Adnan Yılmaz, Baykal Aslanbuğa, Atilla Erden, ismail Pehlivan, Zerrin Taşpınar, Haydar Ünal, Ayhan Aydın, Müslüm Metin, Erdoğan Temiz, Mustafa Özcivan, Ismail Koç, Mustafa İlkyaz. Muhabirce/Mehmet Tanlı- DUISBURG