Haberler

1915 olayları ve AB ilişkileri

Duisburg Atatürkçü Düşünce Derneği'nde Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Duisburg, Essen, Dortmund, Bielefeld, Hamburg ve Köln temsilcilerinin de katılımıyla "1915 olayları ve Türkiye – Avrupa Birliği Sorunları" başlıklı bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya, Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve "Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu" Başkanı Prof. Dr. Harun Gümrükçü ve tarihçi uzman Rehan Gündoğmuş konuşmacı olarak katıldılar. Almanya'nın değişik kentlerinden gençlerin çoğunlkta olduğu toplantıya ilgi yoğundu.

1919’da Ermeniler propaganda filmi çekti

Toplantının ilk bölümünde, Ermeni olayları konusunda kapsamlı bir sunum yapan Rehan Gündoğmuş, Ermeni diasporasının 1915 olaylarındaki tehciri, nasıl soykırım olarak lanse ettiğini çeşitli belgeler göstererek anlattı. 1919’da Hollywood'ta Ermenilerin hazırladığı propaganda filmindeki alıntıların, daha sonraki yıllarda Türklere karşı gerçek delil olarak sunulduğunu ifade eden Gündoğmuş,  Alman Devlet Televizyonu WDR'de gösterilen  "Ageth" filminde de bu görüntülerin dökümentasyon belgesi olarak kullanıdığını belirtti.

Gündoğmuş "Belgesel dediğinizde tarihsel gerçekler olmasını beklersiniz. Oysa Ermeniler, 1919 yıllarında Hollywood’da çektikleri filmde gerçek dışı görüntüleri maalesef bize karşı çok iyi kullanarak dünya kamuoyuna tehcir vakasını soykırım olarak inandırdılar. Ermeniler maalesef 1. Dünya Harbi'nde Batılı güçler tarafından kandırılmışlardır. Aslında bu tezgah, 1820'li yıllarda ABD’den Osmanlıya karşı misyonerlik faaliyetleri altında bilinçli ve planlı olarak hazılarnmıştır. Elimizde oldukça çok tarihsel belge var bu konuda. Biz kimseden çekinmiyoruz ve Ermeniler ile de bu konuları çok şeffaf şekilde karşılıklı konuşmak istiyoruz. Ancak kaç defa tekif etmemize rağmen buna pek yaklaşmadıklarını, tarihsel ve bilimsel gerçekler dışında, siyasi davrandıklarını görüyoruz. Bu konuda artık hiç bir kurum ve dernek ayrımı yapmadan halkımızı bilinçlendirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

Vize’de sona doğru yaklaşıyoruz

Toplantının ikinci bölümünde Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Gümrükçü, 20 yıldır Türk vatandaşlarının özellikle vize ve serbest dolaşım hakkı ile ilgili yaptıkları çalışmalardan söz ederek, bunların sonucu olarak yaklaşık 60'tan fazla davanın Türk vatandaşlarının lehine sonuçlandığını ifade etti.

Gümrükçü, "Bugün AB ve Almanya’da vatandaşlarımızın serbest dolaşabilmelerinin yaşıyabilmelerinin altyapısını Türk vatandaşları lehine sonuçlanan Avrupa Adalet Divanı (ABAD) kararları oluşturmaktadır. Bu kazanılan davalar/ haklar,  zorlu hukuk mücadeleri neticesinde alındı ve bu mücadeler olmasaydı bugün Almanya ve AB’de Türkler bu kadar serbest yaşayamazlardı ve şimdi burada Ermeni sorununu bile konuşamazdık. ABAD’da Türkiye ve AB ülkeleri ile zamanında Ankara Anlaşması ve Katma Protokoller neticesinde kazanılmış mevcut hakların korunması ile ilgili altı dava görüldü. Sonuncusu Leyla Demirkan davası. Almanya’daki seçimlerden iki gün sonra karara bağlanacak. Türkiye adına çok iyi çalışma yaptığımızı ve özellikle avukatımız Rolf Gutman’ı tebrik etmek istiyorum. Bu kararda Almanya’yı temsil eden  Sayın Prof. Dr. Kai von Hailbronner aktif hizmet alımı ile pasif hizmet alımı olarak davayı ayırarak davanın seyrini değiştirmeye çalışmıştır. ABAD’ın bu mevcut haklarımızı vereceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

200 bine yakın Türk sınırdışı edildi

Almanya Federal Milletvekili Sevim Dağdelen’in federal parlementodaki kaç Türk kökenlinin sınırdışı edildiğine dair soru önergesi verdiğini ve kendisine cevaben 53 bin gibi bir rakam verildiğini hatırlatan Gümrükçü, oysa bu rakamın zorla sınırdışı edilenleri kapsadığını ve bu sayının aslında çok daha yüksek olduğunu belirtti: "Almanya’da kamu düzenine tehlike teşkil etmediği sürece herhangi bir Türk kökenli vatandaşın zorla sınırdışı edilmesi yasal değildir. Sevim Dağdelen’in soru önergesine verilen cevaptaki sınırdışı edilenler yaklaşık 53 bin olarak sınırlandırılmıştır. Bu kolluk kuvetleri zoru ile sınırdışı edilenleri kapsıyor. Oysa bu sayı çok daha yüksektir ve 200 bin civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Burada dolaylı olarak, Almanya’daki ilgili makamların vatandaşlarımıza sınırdışı tehditi ile kendiliklerinden geriye dönenlerin sayısını kapsamıyor.  Şimdilik burada doğup büyüyen insanlarımızın haksız şekilde sınırdışı edilmeleri ile ilgili çalışmlar yapıyoruz. Bu insanların mağdur edildikleri ortada ve bu konuda hukuki mücadele edilmesi şartı olmuştur" diyerek sözlerini bitirdi.

Levent Taşkıran/ Duisburg

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu