Kılıçdaroğlu: “Düsseldorf`tan Türkiye`ye selam olsun”

Türkiye`deki siyasi parti liderleri 7 haziran seçimleri öncesi, Almanya`ya çıkarma yaptılar/yapıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün (25 nisan), Türklerin en yoğun yaşadığı, ve Almanya`nın en kalabalık eyaletlerinden biri olan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti`nin başkenti Düsseldorf`ta seçim maratonunu başlattı. (Sırada bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve mayıs başında Başbakan Ahmet Davutoğlu var.)

Aslında Kılıçdaroğlu`nun gelişi yine çok hızlı ve kötü bir tarihe denk geldi. Çünkü dün KRV eyaletinin büyük kentlerinde, geniş katılımlı 23 nisan şenlikleri yapıldı. Yine dün bazı sivil toplum kuruluşları otobüslerle Berlin`e Ermeni soykırımı, ifadelerini/kabullerini protesto turları düzenlediler.  

Buna rağmen yaklaşık 13 bin kişilik bir etkinlik salonu olan ISS Dome doldu denebilir. Bunu şunun için belirtiyorum, bu şartlarda bu katılım çok iyiydi. Organizasyon başarılıydı. Katılanlar coşkuluydu, geçen yılki Bochum buluşmasına kıyasla bu yıl herşey daha tatmin ediciydi.

Düsseldorf anakent belediye başkanı da davetliydi

Vatandaşlar dışında Kılıçdaroğlu`nu dinlemeye, Düsseldorf Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Geisel, Duisburg Belediye Başkanı Erkan Kocalar, SPD Milletvekili Andreas Rimkus da gelmişti. Rimkus ve Geisel, Türkiyeli sosyal demokrat yoldaşlarını desteklediklerini, Türkiye`nin de sosyal demokrat bir ülke olması için seçimlerde CHP`ye başarı dileklerini ileten birer konuşma yaptılar. Rimkus ve Geisel ayrıca Almanya`da SPD`ye destek veren Türk seçmenlere de teşekkür ettiler. Kılıçdaroğlndan önce CHP NRW Başkanı Cemal Bulut ve Gençlik Kollarından Ceren Sarıyar birer konuşma yaptı.  

Yıla damga vuran seçim bildirgesi demek yanlış olmaz

Ardından salonun coşkulu alkışları ve tezahüratlarla Kemal Kılıçdaroğlu konuşmak için sahneye geldi. Konuşması çok alkış aldı, çünkü bu yıla damgasını vuran seçim programını anlattı. Söyledikleri kitleleri, evet, heyecanladırdı-inandırdı, beklentileri karşıladı. Kılıçdaroğlu`nun konuşmalarından kısa ve Almanya`yı ilgilendiren bölümlere bir göz atalım:

Türkiye`deki gibi, yurtdışı da bir seçim bölgesi olacak, en az 10 milletvekili…

“TBMM`ne kanun teklifi verdik. Yurt dışında yaklaşık 5 milyon yurttaşımız yaşıyor. Bunların büyük bölümü Avrupa`da. Yurt dışı seçim çevresi olması için bir kanun teklifini TBMM`ne verdik. Amacımız, yurt dışından en az 10 milletvekilinin TBMM`de yurt dışındaki işçilerimizi, çalışanlarımızı, sanatçılarımızı, hayatın her alanında yurttaşlarımızı temsil etsin diye meclise gelmesi. Sözüm söz 8 Haziran`da CHP iktidarında ilk yapacağımız işlerden birisi budur. Yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız ve sizler kendi özgür iradenizle seçeceğiniz 10 milletvekilini TBMM`ne göndereceksiniz. Şimdi söz sizde; evet yurtdışında çalışan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları,  parlamentoda bizi temsil etsin diyorsanız yolunuz belli 6 okun böğrüne mührünüzü basacaksınız.”

Kılıçdaroğlu`nun bu sözü Türkiye`de milletvekili olmak isteyen ve bu sene hayalkırıklığı yaşayanlar için oldukça cazip…

Almanya`dan istihdam

CHP lideri Almanya`da yetişmiş eleman /işgücüne dikkat çekerek, Almanya`da uygun kadrolara Almanya`dan istihdam yapılacağını söyledi ki bu da yıllardır burayı bilenlerin dile getirdiği bir söylemdi, ancak simdiye kadarki hükümetler Türkiye`den yandaş yollamayı tercih ettiler. Dolayısıyla bu söz de çok cazip

Emekli aylığı kesintilerine son!

“3201 Sayılı bir yasamız var. Yurt dışında çalışanların emekliliği. Prim borçlarınızı ödüyorsunuz. Üstelik Dolar, Euro bazında ödüyorsunuz, emekli oluyorsunuz. Bazen iş oluyor çalışıyorsunuz. Bazen sosyal yardım alıyorsunuz. Diyor ki hükümet, madem sosyal yardım alıyorsun/çalışıyorsun senin emekli aylığını keseceğim ve kesiyor. Aynı uygulama Türkiye`de de var. 8 Haziran`da bize yetki verin. Bu garabeti bitireceğiz. Emekli aylığınızda asla ve asla kesinti olmayacak” şeklinde konuştu. Bunlar Türkiye`deki emekliler için de geçerli.

Bir maaş ikramiye ister Türkiye`de ister Türkiye dışında…

“Dedik ki emeklilere ramazan ve kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Bayramları rahat geçirsinler. İkramiye vereceğiz derken ister Türkiye içinde ister Türkiye dışında hiç fark etmiyor. Bütün emeklilere birer maaş ikramiye vereceğiz. Birden kıyamet koptu. Ne demek emekliye ikramiye? Parayı nereden bulacaksın? Nakarat başladı… Sarayı yaparken para var. Uçağı alırken para var. Yandaşa ihale verirken para var. Emekliye gelince para yok. Türkiye onların düşündüğünden daha zengin. Türkiye`de para var. Bütün mesele siyasi tercihte. Parayı kimin için kullanacaksın. Yandaş için mi emekli için mi? Saray için mi işsizliği gidermek için? Biz sosyal demokrat bir partiyiz halkın çıkarlarını savunuruz. İşsizliği de bitireceğiz, yoksulluğu da bitireceğiz” Bu da emekliler için son derece cazip….

İslami holding sömürülerini unutmadık

“Deniz Feneri faciasını asla unutmadık. İslami holdingler aracılığıyla Almanya`da alın terinin nasıl sömürüldüğünü, nasıl çalındığını da çok biliyoruz. Ama bir şeyi hiç kimsenin unutmamasını istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz her türlü sorununuza en duyarlı yaklaşımları ve çözümleri üreten partiyiz. Her sorununuzla ilgilendik. Deniz Feneri olayı yaşandığı zaman ben Almanya`ya geldim. İslami holdingler faciasında yine buradaydım. En temiz duygularımız; inançlarımız sömürüldü. İnançlarımız alın terimizin çalınmasına alet edildi. O nedenle bir kez daha Düsseldorf`tan yurt dışında yaşayan yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Sizin inancınız bizim inancımızdır, sizin kimliğiniz bizim kimliğimizdir. Sizin yaşam tarzınız bizim yaşam tarzımızdır. Biz kimseyi ötekileştirmeden bütün yurttaşlarımızı kucaklıyoruz”

17 milyon yoksul, açlık sınırında 1 milyon insan var
“6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. Aylığı 1000 liranın altında olan 8 milyon emekliden söz ediyorum. Prim borcunu ödemediği için hastane kapısından geri çevrilen ölüme terk edilen binlerce esnaftan söz ediyorum. Kayıt dışı çalışan yüz binlerce işçiden söz ediyorum.

Açlık sınırına dayanmış 1 milyon insanımızdan söz ediyorum. Yozlaştırılmış ahlak, namus ve şeref kavramlarından söz ediyorum. Korkmuş, sinmiş düşüncesini özgürce açıklayamayan bir iş dünyasından söz ediyorum. Özgürlüğü elinden alınmış baskı altında bir medyadan söz ediyorum. Esir alınmış bir hukuk sisteminden söz ediyorum. Borç batağı içinde çaresizlikten çırpınan 5 milyon vatandaşımdan söz ediyorum.”

Bakara makara deyip en kutsal değerlerimizi sömüren bir düzenden söz ediyorum. 13`üncü yılın sonunda geldiğimiz nokta bu. Haziranda gideceğiz sandığa. Bu tablo Türkiye`ye yakışan bir tabloysa iktidara oy verilebilir. Ama bu tablo 21`inci yüzyılın Türkiye`sine yakışmıyor. Bu tablo 21`inci yüzyılın dünyasına yakışmıyor. Bu tabloyu değiştirmemiz gerekiyor diyorsanız yer belli, adres belli, karargah belli çalışanlar emek harcayanlar, alın teri dökenler belli, yoksulunu, işçisini, köylüsünü düşünenler belli. Adres Mustafa Kemal Atatürk`ün partisi, 6 ok, Cumhuriyet Halk Partisi” açıklamasında bulundu.

Oy kullanın-sandığa gidin

“7 Haziran`da yeni bir başlangıç için yola çıkacağız. Siz oylarınızı daha önce kullanacaksınız. Sizden isteğim, bir görev yapın, partiye karşı değil. Çocuklarımıza, torunlarınıza karşı. Yeni bir başlangıç yapacağız. Huzurlu bir Türkiye`yi yeniden inşa edeceğiz. Sizden isteğim sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Sadece siz değil, arkadaşlarınızı da, dostlarınızı da götürün. Türkiye`ye karşı sizin borcunuz var. Biz yaşanabilir bir Türkiye`yi sizlerin desteğiyle kuracağız” dedi.
Kendi ülkemizde 1.sınıf demokrasi istiyoruz, Almanya`da Fransa`da Japonya`da Kanada`da Isveç`te nasıl 1. sınıf demorkasi varsa benim ülkemde de 1. sınıf demokrasi olmalı diyen, Kılıçdaroğlu 7 haziranı işaret etti.

Kaynak var

Kılıçdaroğlu konuşmasında Türkiye`nin dış politikasındaki yalnızlaşmaya, demokrasideki eksiklere, seçim barajına, basındaki sansüre, yök`e değinerek hepsi için mantıklı ve uygulanabilir çözümler belirtti. Türkiye ile ilgili sorunlara fazla girmeden siyaset zenginleşme aracı değildir diyen Kılıçdaroğlu`nun ekonomi temelli programındaki kaynak sorularına nasıl yanıt verdiğine bakalım:

“Bize kaynak nerede, diye soru soracak kişiler, en son iktidarda oturanlardır. Dedik ki asgari ücreti 1500 liraya çıkaracağız. Verdikleri cevaba bakın. Asgari ücreti bin 500 liraya çıkarmak içşiye zulümdür diyor. Senin aldığın aylığa bak. Bırak o zulmü biraz da işçi çeksin. Biraz da o nasiplensin. Neden refahtan nasiplenmiyor o? Dedik ki mazotu çiftçi için 1,5 lira yapacağız. Yani Çiftçiye verdiğimiz mazottan vergi almayacağız. Bunun nasıl yapacaksın? Sen pırlantada vergiyi sıfırladın. İncide, yakutta sıfırladın. Ben de benzinde mazotta sıfırlıyorum” diye konuştu.

Liderler sultasına son

“Hiç bir siyasi parti yapmadı 55 ilde ön seçim yaptık, vekilleri milletin kendisi seçti, önümüzdeki seçimlerde CHP`de çok daha fazla demokrasi olacak, sözüm söz lider sultasına son vereceğiz. Sözüm söz parlamenter sistemi güçlendireceğiz. Birileri Başkanlık hevesi içinde. Bırakın aç tavuk kendisini buğday ambarında zannedermiş. Biz 12 Eylül darbe yasalarını değiştireceğiz. Güçlü parlamenter sistemi yeniden getireceğiz. Yasama organı yürütme organının arka bahçesine dönmeyecek. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak”
Mustafa Kemal sayesinde buradayız

Kılıçdaroğlu`nun “Demokrasiyi çağdaş anlamda yeniden biz getireceğiz. Cumhuriyeti kuran parti CHP. Bununla gurur duyuyoruz. Anadolu`nun bir köyünde doğan bir kişi kişisel başarılarıyla bugün gelip CHP`ye başkan oluyorsa bu Cumhuriyet sayesindedir ve o nedenle Mustafa Kemal ve arkadaşlarına şükran borçluyuz. Çok partili sistemi ve sosyal demokrasiyi getiren parti CHP`dir. Şimdi  7 haziranda Türkiye icin tam demokrasi tam özgürlük diyoruz” sözleriyle Mustafa Kemal`i de anması salonda alkışlarla karşılandı. Bu da Atatürk hassasiyeti olan seçmenleri tatmin edici bir söylem.

Neden Almanya`dan başladım?

Gazetecilerin kendisine neden Almanya`dan salon toplantılarıyla seçim çalışmalarına başladığını sorduklarını belirten Kılıçdaroğlu yanıtını söyle verdi: “Sizler Avrupa`nın uygar dünyanın bir parçasısınız. Sizler mücadele ettiniz çalıştınız, Avrupa`nın Almanya`nın Belçika`nın, Fransa`nın, Hollanda`nın kalkınmasına katkıda bulundunuz. Bizi, uygar dünyaya taşıyacak olan, Türkiye`yi uygar düyanın parçası haline getirecek olanlar sizlersiniz. Bizim Avrupa`daki temsilcilerimizsiniz, baştacımızsınız. O nedenle size inanıyor, güveniyoruz. Size güvediğimiz inandığımız için” sözleriyle seçim düğmesine Almanya`dan bastıklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Salonla birlikte: ” Türkiye`ye selam olsun”

“Gelin hep beraber Almanya`dan bir dünya kenti olan Düsseldorf`tan Türkiye`ye selam gönderelim. Düsseldorf`tan Hakkari`ye, Trabzon`a, Ankara`ya, Mardin`e, Samsun`a, Zonguldak`a, Tekirdağ`a, İzmir`e, Aydın`a, Muğla`ya, Çankırı`ya, Yozgat`a, Ankara`ya selam olsun…selam olsun Türkiye`ye.  Sizlere selamlarımı saygılarımı sunuyorum, gönül dolusu muhabbetle selamlıyorum sağolun varolun diyorum…”

Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını tamamladıktan sonra AABF`ten farklı olarak Kılıçdaroğlu`nu destekleyen Aleviler adına Mustafa Selçik konuştu:.

Alevilerin desteği Kılıçdaroğlu`na

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun konuşmasının ardından Alevi derneklerini temsilen Mustafa Selçik söz aldı ve “Bundan sonra bir süre önce bir arkadaşımız çıktı, bir siyasi parti ile pazarlıklar sonucu onlardan aday oldu. Bütün Alevi toplumunun oraya yöneleceğini söyledi. Bu kesinlikle doğruyu yansıtmıyor. Avrupa`nın çeşitli şehirlerinden otobüslerle akın akın derneklerimiz, insanlarımız buraya geliyor. Genel başkanımıza desteklerini belirtmeye geliyorlar” diyerek, Alevilerin Kılıçdaroğlun`a desteğini ifade etti.

Örtülüyüm ama Mustafa Kemal`i seviyorum

Frankfurt`tan CHP mitingi için gelen Sevim Hanım, isimli bir Türk vatandaşı ise başının örtülü olduğunu ama CHP`ye destek verdiğini belirterek “Gördüğünüz gibi ben baş örtülüyüm. Ama Mustafa Kemal`in annesinin örtüsü, (bu) türban değil. Herkes konuşmalı. Susmayın, sustukça sıra size gelecek. Örtülüyüm ama Mustafa Kemal`i seviyorum, örtülüyüm ama altı okçuyum, Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu diyorum” sözleriyle CHP`ye ve Kılıçdaroğluna olan sevgisini ifade etti.  

Hülya Sancak/ Muhabirce- Düsseldorf