
“Kendi Kimliğimiz Güçlü Yanımızdır”
Yunus Emre Enstitüsü’nden anlamlı etkinlik
KÖLN- Yunus Emre Enstitüsü tarafından Köln’de “Kendi Kimliğimiz Güçlü Yanımızdır” başlığıyla, gönüllere dokunan etkinlik düzenlendi.
Göçmen kimliği, çok dillilik, eşit yurttaşlık ve kültürel aidiyet konularının etkileyici bir anlatımla ele alındığı programın onur konukları arasında kabaretist Fatih Çevikkollu, NRW Uyum Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek ile birlikte T.C. Köln Başkonsolosu Hüseyin Kantem Al yer aldı.
BU BİZİM DİLİMİZ

Fatih Çevikkollu, Almanya’da doğup büyüyen göçmen kökenli bireylerin kimlik mücadelesini mizah ve hiciv dolu bir performansla sahneye taşıdı. Ҫevikkollu, göçmen çocuklarının yalnızca iki dil arasında değil, iki kültür arasında da sıkışmadan kendilerine ait bir dil ve kimlik geliştirdiklerini vurguladı: “Bizim konuştuğumuz dil, ne sadece Türkçe ne de sadece Almanca. O, yalnızca bizim anlayabileceğimiz bir karışım; bu bizim dilimiz, bu bizim gerçekliğimiz” sözleri, salondan büyük alkış aldı.

Etkinlikte konuşan NRW Uyum Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek ise entegrasyon kavramını sorgulayan çarpıcı ifadeler kullandı: “Biz entegre olmak istemiyoruz çünkü zaten entegreyiz. Bu ülkenin eğitim sisteminden geçmiş, değerlerini benimsemiş gençlerimiz daha neye entegre olacak? Kimliğimizi bir eksiklik değil, bir zenginlik olarak görmek zorundayız.” Keltek, ayrıca çift kimlik hakkının tanınmasını olumlu bir adım olarak değerlendirerek, bunun sadece hukuki değil, toplumsal bir eşitlik meselesi olduğunu ifade etti.

Almanya’da yaşayan Türk toplumunun iki dilliliğinin ve kültürel zenginliğinin hem Türkiye hem de Almanya için büyük bir kazanım olduğunu belirten T.C. Köln Başkonsolosu Hüseyin Kantem Al kültürel kökene dikkat ҫekti:
“Kendi kültürel köklerine sahip çıkan bireyler, yaşadıkları topluma da daha güçlü katkılar sunar.
Bu tür etkinlikler, genç nesillerin kendilerini tanımaları ve topluma güvenle entegre olmaları açısından son derece kıymetlidir” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği kabare seminer türündeki etkinlik boyunca eğitim sistemindeki ayrımcı uygulamalardan, anadil eğitiminin önemine; çifte vatandaşlık hakkından, göçmen kökenli bireylerin toplumda hak ettiği yerleri alma mücadelelerine kadar pek çok konu tartışıldı. Özellikle “anadil yasağının” çocukların özgüvenini zedelediğine dikkat çekilerek, iki dilliliğin bir zayıflık değil, bilişsel ve toplumsal bir güç olduğu vurgulandı.
Katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşen etkinlik, sadece mizah yoluyla düşündürmekle kalmadı, aynı zamanda göçmen toplulukların yaşadığı temel sorunlara ışık tuttu. Gece, salondan yükselen alkışlarla sona ererken, ortak mesaj ise şuydu:
“Kendi kimliğini sahiplenen birey, toplumun gerçek zenginliğidir.”
Muhabirce/ Levent Taṣkıran- KÖLN