KAYSERİ – Salih Buğra Keskin, dövüş sporlarından müziğe, heykelden tiyatroya kadar pek çok sanat dalıyla ilgilendi. Liseden mezun olduktan sonra ise üniversite sınavında iyi puan almasına rağmen moda tasarımında karar kıldı.
Kayseri’de yaşayan 19 yaşındaki Salih Buğra Keskin lisedeyken arkadaşları ders çalışırken kendisinin arka sıralarda dikiş diktiğini söylüyor. Keskin şimdi tasarım yapıyor, dikiş dikiyor. Atölyeye çevirdiği odasında, farklı ülkelerden gelen siparişler üzerine kişiye özel tasarımlar hazırlıyor.
ANNE VE BABASI DESTEK VERDİ
Keskin, tasarım ve dikişe gönül verince 1 yıl boyunca babasından dikiş makinesi istemiş. Bu süreçte ailesinin kendisine destek verdiğini belirten Keskin babasının istediği makineyi aldığını anlattı: “Sayısal derslerim çok iyiydi, ailemin beklentisi okuyup memur olmam yönündeydi. Babam ilk başta bana karşı çıktı ama ilk desteği veren de babamdı. Makinemi aldı. Annem de tasarim ve dikiş sürecinde en büyük destekçilerimden biri.”
Keskin, makinesinin alındığı gün en yakın arkadaşını kaybettiğini ve o gün sabaha kadar uğraşarak ilk ürününü diktiğini söyledi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından halk eğitim merkezlerinde eğitim alan Keskin afetzedelere uyku tulumu dikmiş. “Şu an yurt içi ve yurt özel tasarım çalışıyorum. Kendim tasarlıyorum, kendim dikiyorum” diyen Keskin çevreye duyarlı olduğunu da vurguluyor: “Hiçbir şekilde fason iş almıyorum, slow fashion (yavaş moda) çalışıyorum. Çevre kirliliğini daha aza indirmek için hem geri dönüştürülmüş kıyafetleri ön plana taşımaya hem de özel tasarımlar yapmaya çalışıyorum.”
SANATSAL KAYGI ÖN PLANDA
Merak saldığı dikişi kendi kendine öğrenen 19 yaşındaki Salih Buğra Keskin, 2,5 yaşından beri diyabetle mücadele ediyor. Kayseri Lisesinden geçen yıl mezun oldu. “E-Twinning Projesi” ile İspanya ve İtalya’ya gitti. Keskin İtalya’nın ve “Taş Mektep” adıyla bilinen, 1893’te inşa edilmiş tarihi lisesinin atmosferinin ilham kaynakları arasında yer aldığını söyledi.
Salih Buğra Keskin genellikle elbise ve takım elbise üzerine çalıştığını, iç giyim de tasarladığını anlattı: “Çalıştığım elbiseler özel günler için. Fason iş yapmayı sevmiyorum. Çünkü insanların özel olduğunu düşünüyorum ve onlara özel bir şeyler üretmek istiyorum. Bir ürünün ortaya çıkması minimum 3 haftamı alıyor. Bir insana çalışıyorsunuz ve o insanın kusurlarını mükemmelleştirmeye yönelik çalıştığınız için bu sizi biraz yoruyor. Finansal kaygıdan daha öte sanatsal kaygıyı ön plana alıyorsunuz.”
DÜNYAYA TASARIMLARINI SATIYOR
Keskin ürünlerini, sosyal çevresi sayesinde ve sosyal medyada tanıtıyor. Yaptığı işlerin referansı olduğunu söylüyor: “32 ülkeye sipariş gönderdim. Çoğunlukla çalıştığım ülkeler İspanya, Avusturya, Romanya, Portekiz. Genelde görüntülü ölçü alabiliyorum, kendi yönlendirmelerimle, ölçülerimi alıyorum. Sonrasında kalıp çıkarıp orada gidip tekrar prova ediyorum ya da onlar geliyorlar. Bu biraz tabii ki maliyetli bir işlem, kazançtan düşmeye sebep oluyor ama benim zevk aldığım bir işlem. Para kaygısı gözetmeden sanatsal bir şeyler katmaya çalışıyorum kendime.”
MODAEVİNDE ÇALIŞMAYI TERCİH EDİYOR
Keskin, bugüne kadar iç giyimde 116 özel tasarım yaptığını, 300’ü aşkın da kadın ve erkek kıyafeti tasarlayıp sattığını ifade etti.
Odasında iki makineyle çalıştığını belirten Keskin, “İstediğiniz zaman, çabalarsanız bir şekilde bir şeyler oluyor. Ben tam bir atölye bazında çalışmayı çok sevmiyorum. Hep hayalim ‘fashion house’ adı altında bir modaevinde çalışmak. O yüzden şu an Kayseri’de baktığım yerler var. Ekonomik durumumu göz önünde bulunduruyorum. Duruma göre hareket edeceğim” dedi.
Keskin, sektöründeki büyük markalarla görüştüğünü, bunlardan birinde çalışmayı istediğini kaydetti. Muhabirce/ AA- E.Küçükşahin/ KAYSERİ
